Hilmi Yavuz , Zaman , 16 Aralık 2007, Pazar
h.yavuz@zaman.com.tr | ||
|
YÖK'ün yeni başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan'ın Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nde sosyoloji profesörü olduğunu, ne yalan söyleyeyim, YÖK Başkanı olduktan sonra öğrendim. Ben, sosyolog değilim elbet; o nedenle de daha önce adını duymamış olmam, doğal sayılabilir. | |
Prof. Dr. Özcan, şüphesiz, ne rahmetli hocamız Prof. Dr. Mübeccel Kıray, ne Prof. Dr. Şerif Mardin ne de Prof. Dr. Nilüfer Narlı gibi yazılı ve görsel medyada ciddi entelektüel konularda görüşlerine sık sık başvurulan bir popüler figür de değil. Bir de, artık sadece magazin basınında sık sık, maalesef ipe sapa gelmez konularda boy gösteren Zekeriya Beyaz Hoca da değil elbet... Öyle anlaşılıyor ki, Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, kendisini akademik ve hocalık çalışmalarıyla sınırlamış; onun dışında ne medyanın itibarlısı ne de medyanın oyuncağı olmayı düşünmeden, mütenekkiren yaşamayı tercih etmiş bir akademisyen... Prof. Özcan'ın parlak bir akademik geçmişi var. Chicago Üniversitesi gibi, ABD'nin en saygın üniversitelerinden birinde doktora vermek, öyle herkese nasip olan bir şey değildir. ODTÜ'deki öğrencileri tarafından hem bilgisi hem de esprisi ile çok sevilen bir hoca olduğunu da öğrendik. Üniversitelerimize egemen olan ve Prof. Dr. Kemal Gürüz'ün YÖK başkanlığı sırasında tahammül edilemez boyutlara ulaşmış olan yasakçı zihniyete karşı, Prof. Dr. Özcan'ın bütün yasakların kalkması gerektiği yolundaki açıklamaları da, gerçekten yürek ferahlatıcı olmuştur. Kendisini tebrik ediyor ve başarılar diliyoruz. Değerli rektörlerimizin bir kesiminin Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan'ın YÖK başkanlığına atanmasından kesinlikle hazzetmediklerini de biliyoruz. Ancak muhalefetin, bilim adamlarına yakışan bir düzeyde yapılmasını istemek hakkımızdır. Prof. Dr. Özcan'ın atanma kararı açıklandıktan sonra bir TV kanalında, Malatya İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu'nun bir demecini dinledim ve açık söylemek gerekirse, çok üzüldüm. Prof. Hilmioğlu, Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan'ın YÖK başkanlığına atanmasını nasıl karşıladığı sorusuna, tastamam şu yanıtı verdi: 'Sayın Cumhurbaşkanı, kendine benzeyen birini bulmuş!' Bir üniversite rektörüne yakışmayacak bir yanıt. Sormak gerekiyor: Acaba, Prof. Dr. Erdoğan Teziç, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından YÖK başkanlığına atandığında, bir rektör çıkıp da 'Sayın Cumhurbaşkanı Sezer, kendine benzer birini atamış!' deseydi, Prof. Hilmioğlu, bunu nasıl karşılardı? Prof. Hilmioğlu, istihza ile mi, yoksa öfke ile mi söylendiği pek belli olmayan yanıtıyla, hem sayın Cumhurbaşkanı'nı hem de Prof. Dr. Özcan'ı aşağılamış olduğunu düşünmüyor mu? YÖK Başkanı, üniversitelerin mali, akademik ve idari açılardan özerk, ama özellikle de akademik açıdan özgür olmaları gerektiğini bildiriyor;- ki bu, bence, son derece önemlidir. Akademik özgürlük;- evet! Zira, bazılarının artık kendi düşüncelerine karşı bile olsa, muhalif fikirlere özgürlük tanımayı öğrenmeleri gerek. Gerçek Aydınlanmacı Akıl, budur;- yoksa o dayatmacı, buyurgan Jakoben Akıl değil! Gerçek Aydınlanmacı Akıl, hem Prof. Dr. Atilla Yayla'yı hem de Doç. Dr. Şahin Filiz'i aynı toleransla (evet, aynı toleransla!) kabullenmekten geçiyor. YÖK Başkanı'nın türban konusundaki görüşlerinin de fevkalade ciddiye alınması gerektiğini düşünüyorum;- özgürlüğün, siyasal görüş farklılıklarıyla kısıtlanmaması gerektiğini de! Türban yasağı bir anayasa meselesi ise Parlamento bunu çözebilecek konumdadır. Ve sanıyorum, kabak tadı vermiş olan bu meseleyi, önünde sonunda çözecektir de! Hamiş: Sevgili okurlarımın mübarek Kurban Bayramlarını kutluyor, cümlesine sağlıklı ve esenlikle dolu günler diliyorum. (H.Y.) | |
16 Aralık 2007, Pazar |
No comments:
Post a Comment