http://www.yenisafak.com.tr/yazarlar/?t=16.12.2007&y=NazmiyeYilmazPazarNazmiye Yılmaz , Yeni Şafak , 16.12.2007
İşte YÖK' ün yeni başkanı ! Bir haftadır takipteyim.
Yeni YÖK başkanını izliyorum.
Kameraların önünde yaptığı ilk açıklamayı, bugüne kadar vermiş olduğu demeçleri, hakkında yazılan çizilenleri…
YÖK hafızamıza kazılı Kemal Gürüz ve Erdoğan Teziç portreleri bir yana pek çoğumuz için yeni bir sima Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan.
Hakkında söylenenlere, yeni titriyle yaptığı ilk açıklamaya bakarsak ciddi ciddi farklı bir kişilik.
Hayır, sadece üniversitelerde acımasız bir şekilde uygulanan başörtüsü yasağı hakkındaki görüşlerini kastetmiyorum.
Nasıl desem yeni başkanın umut pompalayan bir havası var.
Yasaklara karşı kesin tavrı, üstüne basa basa ortaya koyduğu özgürlükçü yanı…
İnsanın gözünde yasaksız, uluslararası standartlarda eğitim veren bilim yuvası hayali bile beliriyor.
Henüz erken biliyorum.
Tanıma, notlama öyle bir haftalık izlemeyle olacak iş değil!
Bekleyip görmek lazım.
İtiraf etmeliyim şu arama tarama, tanımaya çalışma eyleminde en eğlenceli durak, onu yakından tanıyan öğrencilerinin Ekşi Sözlük'te anlattıklarıydı.
Üşenmedim sizin için derledim.
Sayfa, sütun, satırın yettiği kadar tabii!
Buyurun size öğrencilerinin kaleminden “işte bu!” dedirten Yusuf Ziya Özcan tanımları;
n ODTÜ sosyoloji hocası. Chicago doktoralı müthiş muhabbet insanı, pipo içicisi, metod dersi hocası.
n Birçok öğrencisine dersle hiç ilgisi olmayan her tür konuda yardım etmek için ne kadar çabaladığını gördüğüm ve çok ama çok sevip saydığım iyi insan. İş arayanından sağlık sorunu olup da parası olmayana kadar bir sürü öğrenciye babalık ettiğini gördüğüm eli öpülesi hocadır.
Kadrolaşma, adam kayırma gibi söylentilerle hiç işi olmayacak insandır. Mevlana'nın ODTÜ şubesidir. Eski jargonla solcusundan sağcısına tüm öğrencilerine kapısı açıktır. Şimdiye kadar siyasal görüşünden ötürü hiç kimseyi kayırmışlığı yoktur. Bu kadar doğru düzgün bir adamın YÖK başkanı olması hayret vericidir, dumurdur, müthiştir. Sevgili hocamıza kolay gelsin...
İdeolojik olarak zıt kutuplarda olmamıza rağmen ideolojinin insan ilişkilerinin samimiyet ekseninde hiçbir öneminin olmadığını göstermiş kişidir kendisi. Üstün yetenekli bir akademisyen olması bir tarafa, gerçek bir eğitmendir. Aynı zamanda namusuna, doğruluğuna, tatlı-sert üslubuna ve zekasına hayran olmamak mümkün değildir.
AKP hükümetinin yaptığı en iyi atamadır. Biz öğrencileri “Cumhurbaşkanı olsun” derdik içimizden… olsun YÖK Başkanlığı da kabul.
Hocadan ders alan ve bir süre beraber çalışma şerefine erişmiş birisi olarak diyebilirim ki, YÖK başkanlığı için son derece olumlu bir kişidir. Benim hayatımda tanıdığım en iş bitirici, en üretken, en hoşgörülü ve en akıllı insanlardan bir tanesidir. Bazı arkadaşların ve bir kısım medyanın çekinceleri ve korkularını anlıyorum tabi ki. Laik ve Atatürkçü bir insan olarak ben de memlekette son zamanlarda yaşanan bazı şeylere kuşkuyla bakıyorum, politik gidişat hoşuma gitmiyor, ama şunu biliniz ki, daha önce de dendiği gibi Ziya hocanın kimseye eyvallahı yoktur. Politik bir gündemi yoktur.
Ülkemin ve eğitim sisteminin açık sözlü, objektif bakış açısına sahip insanları parmakla sayılırken, bize yeniden umut vermiş değerlerden biridir.
Adam gibi adamdır; karakterini soran arkadaşlara cevabım budur. Sorun atamada değil atandığı kurumdur; tartışılması gereken de budur. Bürokrat gömleği oturmaz üstüne Ziya hocanın, eğreti durur. Alemdeki her türlü dümenle tanışmış, her türlü dönemeçten geçmiştir gençliğinde. Oldukça hızlı bir hayat yaşamış, dünya nimetlerinin hepsinin tadına bakmıştır. Bizzat hayat hikayesi adamlığının kanıtıdır. Bir yandan DTCF'de okurken bir yandan da hayatını sürdürebilmek için minibüs şoförlüğü yapmış ve bütün bunları yaparken de Chicago School hayalleri kurarak sabahlara kadar İngilizce çalışmış ve yanlış hatırlamıyorsam burs için başvurduğu Harvard, Yale gibi okulların da arasında olduğu bir çok üniversiteden davet almış ama o kütüphaneden ödünç aldığı sosyoloji kitaplarının yayıncısı olduğu için aklına takılan, hayallerinin okuluna kapağı atmıştır. İdeolojik olarak bu kadar uzak olup, insanlığına
bu kadar inandığım bir adam daha tanımadım şu hayatta.
Bundan sonra YÖK'ün ışıkları Cumartesi, Pazar geceleri de yanarsa kimse şaşırmasın. Bu Yusuf hoca haldır haldır çalışıyor demektir. Haa bu kadar yorumdan sonra açıklamakta fayda var, ben YÖK'e karşı mıyım? Evet… özgürlüklerin önüne koca bir set çeken YÖK'e sonuna kadar karşıyım. Zaten Yusuf hoca'nın öğrencisi olmak YÖK'e, baskıya, otoriteye karşı olmayı gerektirir.
Öğrencileri böyle anlatıyor yeni YÖK başkanını.
Üniversite defterini kapatalı neredeyse 20 yıl olacak ama insan gerçekten imreniyor.
Hatta içimden şu geçiyor.
Yusuf Ziya Hoca'nın öğrencisi olmak varmış!
No comments:
Post a Comment