Erdal Şafak , Sabah , 27.12.2007
Bir yasanın çağrıştırdıkları
Dünyada jinekolojinin öncüleri arasında sayılan Prof. Wilhelm Liepman, insülini bulan Prof. Erich Frank, medeni hukuk ve Roma hukuku uzmanı Prof. Andreas Schwarz, uluslararası hukuk uzmanı Prof. Karl Strupp, neoklasik ekonominin son teorisyeni Prof. Wilhelm Röpke, modern mantığın kurucularından filozof Prof. Hans Reichenbach...Nazi zulmünden kaçan ve 1933'den itibaren Türkiye'ye akın eden Alman bilim adamlarından sadece birkaçı bu saydıklarımız.
Yahudi kökenli oldukları için Hitler'in şerrinden korkan Fransa'nın kabul etmediği, İngiltere'nin "Vizeleri yok" bahanesiyle kapıdan çevirdiği, Avrupa'nın diğer sözde demokratik ülkelerinin de kaderlerine terkettikleri o beyinlere Büyük Atatürk kucak açmıştı. Dönemin Milli Eğitim Bakanı Dr. Reşit Galip onlara şöyle seslenmişti: "500 yıl önce İstanbul'u kuşattığımız zaman Bizanslı bilginlerin İtalya'ya göç etmelerini önleyememiştik. İşte bugün Avrupa'dan rövanşı alıyoruz."
Liste o kadar uzun ki... İktisat profesörleri Wilhelm Röpke, Dankwart Rüstow, Gerhard Kessler, Umberto Ricci, gelir vergisi sistemimizin mimarı Prof. Fritz Neumark, kimya profesörleri Fritz Arndt, Felix Haurowitz, tıp profesörleri Philip Schwartz, Rudolf Nissen, jeolog Wilhelm Salomon-Calvi, fizikçi Harry Dember, müzik profesörleri Paul Hindemith (besteci), Eduard Zuckmayer...
Bitmedi; kent bilimci Prof. Gustov Oelsner ile Prof. Ernst Rudolf Reuter (1948'de Batı Berlin'in ilk belediye başkanı seçildi), operatör Prof. Rudolf Nissen, Ankara Tıp Fakültesi'nin kurucusu Prof. Alfred Marchionini, göz hastalıkları uzmanı Prof. Joseph Igersheimer...
Bitmedi; Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nin heykel bölümünü yaratan Prof. Rudolf Belling, Türk operasına çağ atlatan Prof. Carl Ebert, arkeologlar Prof. Kurt Bittel ve Prof. Hans Güstav...
Yine bitmedi; İstanbul Dişçilik Fakültesi'ni kuran Prof. Alfred Kantorowicz, edebiyat kuramcısı Prof. Leo Spitzer, Astronomi Enstitüsü'nün babası Prof. Erwin Freundlich, felsefe tarihçisi Prof. Ernst von Aster, psikolog Prof. Wilhelm Peters, Asuroloji'nin anıt ismi Prof. Benno Landsberger, Hititoloji'nin babası Prof. Gustov Güterbock, filolog Prof. Georg Rohde, ilk botanik bahçesini kuran Prof. Alfred Heilbronn, matematikçi Prof. Richard von Mises, Manyas kuş cennetini bulan zoolog Curt Kosswig, TBMM binasının ve neredeyse tüm bakanlık binalarının mimarı Prof. Clemens Holzmeister...
Ve Türk modern mimarlığının yaratıcılarından Prof. Bruno Taut... Atatürk'ün katafalkını yaptıktan sonra hastalanıp öldü. Edirnekapı Şehitliği'nde yatıyor.
Çağdaş Türkiye'nin mimarları
Onlar eğitim, özellikle de üniversite reformlarında Atatürk'ün beyin takımını oluşturdular. Reşit Galip "Biz yoksul bir ülkeyiz. Sizlere layık olduğunuz ücretleri veremiyoruz. Kusura bakmayın" demişti. Herbirine 500-800 lira arasında aylık bağlandı. Bu, Türk profesörlerin ortalama aylığının dört, milletvekili maaşının üç katıydı.
Türkiye'nin o dönem baştacı yaptığı 70'i aşkın Alman bilim adamı arasında bir yıldız daha vardı: Hocaların hocası Prof. Ernst E. Hirsch. 1930-1955 arasında Türkiye'nin yetiştirdiği hukukçuların ezici çoğunluğu onun "Rahlei tedris"inden geçti. O kadarla da kalmadı hizmeti.
Türkiye şu sıralar yeni bir Ticaret Kanunu yapmaya çalışıyor. 7 yılda hazırlanabilen 1535 maddelik tasarı Meclis Adalet Komisyonu'ndan geçti. Mevcut Türk Ticaret Kanunu, Hirsch'in eseriydi. Düşünün; onun hiçbir ücret almadan tek başına hazırladığı, 1957'de yürürlüğe giren yasa, hemen hiç değişiklik yapılmadan 50 yıldır Türk ticaret yaşamını düzenliyor. Hirscht'in bir mirası daha var: Yine onun hazırladığı 1951 tarihli "Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu" hâlâ yürürlükte!
1950'lerin ortasında Almanya'ya dönen, Hür Berlin Üniversitesi'nin iki dönem rektörlüğü yapan Hirscht, gözlerini yumduğu 29 Mart 1985 tarihine kadar Türkiye'yle ilgisini hiç kesmedi. 12 Eylül müdahalesinden sonra çıkarılan Yükseköğretim Kurumu Yasası'nı istetip uzun uzun inceledi. Atatürk'ün direktifi ve öncülüğüyle gerçekleştirdikleri üniversite reformunun o yasayla ortadan kaldırıldığını görünce Milli Güvenlik Konseyi'ne şu haberi gönderdi:
"Söyleyin onlara; her general Atatürk değildir" Anlayana.