Zaman , 09 Ekim 2007, Salı
| ||||||||
|
Yükseköğretim sistemindeki baskıcı ve otoriter yapının ilk kez bir doktora tezine konu edilmesine öğretim üyeleri destek verdi. Tüm Öğretim Üyeleri Derneği eski Başkanı Prof. Dr. Tahir Hatipoğlu, yıllardır şikâyet edilen konuların bilimsel literatüre girmesinin önemli olduğuna dikkat çekerken Üniversite Öğretim Elemanları Dayanışma Derneği Başkanı Prof. Dr. Şefik Dursun "Bilimsel çalışma güzel; ancak durumumuzu ortaya koyması açısından sonuç çok kötü." dedi. Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Erkan Yaman, üniversitelerde öğretim elemanlarına uygulanan ayrımcılık, baskı, eziyet, korkutma, küfür, hakaret, taciz gibi resmi olmayan cezaları doktora tezine konu etmişti. Zaman'ın dün manşetten duyurduğu 'Bilimsel araştırmadan çıkan acı gerçek: Üniversitelerde korku hakim' haberine öğretim üyelerinden destek geldi. Prof. Dr. Tahir Hatipoğlu, üniversitelerde sistemin korku ve korkutma üzerine kurulduğunu belirterek, "Korkunun temel sebebi iş güvencesinin olmayışıdır. İşsiz kalma korkusuyla herkes üst makamdan, dekanlardan, rektörden korkmaktadır. Asistanlar, mevsimlik işçiler gibidir. Öğretim üyeleri de rektörün iki dudağından çıkacak karara göre ya sürgün edilebilmekte ya da işine son verilebilmektedir." dedi. Hatipoğlu, üniversitelerdeki korku egemenliğinin artık sona ermesi gerektiğini ifade etti. 2547 sayılı YÖK Kanunu'nun iyi niyetli olmayan yöneticiler elinde etrafa korku saçmamasının mümkün olmadığını kaydeden Prof. Dr. Şefik Dursun ise şöyle konuştu: "Yıllardır söylüyoruz. 12 Eylül ürünü olan YÖK Kanunu üniversitelerde akademisyenlere acı çektiriyor. Üniversitelerde barış olsun, huzur olsun istiyoruz; ama baskı ve korku havası hakim oluyor." Hatipoğlu ve Dursun, YÖK Kanunu'nun kaldırılmasıyla üniversitelerde korkunun yerini bilimsel çalışmaların alacağını ifade ediyor. | |
Tuncer Çetinkaya | |
09 Ekim 2007, Salı |
No comments:
Post a Comment